Hepimizin iş seyahati, küçük bir hafta sonu kaçamağı yahut tatil amacıyla bir şekilde yolunun düştüğü otellerde, tercihlerimizi otellerin konsepti belirlerken; son günlerde retro otel konseptleri öne çıkıyor. Bugünlerde her zamankinden daha fazla dikkat çekip, rağbet gören retro otel odaları, otantik çizgilerin ihtişamı ve nostaljik bir atmosferin çekiciliği içinde yaşama şansı yakalamamızı sağlıyor.
Bizlere de bu şansın getirisi olan ve etrafımızı saran muhteşem retro otel mobilyaları ile göz alıcı bir zenginliğin keyfini sürmek kalıyor. Buradan bakınca her şey son derece kabul edilebilir görünüyor. Ancak diğer taraftan kendimizi düşünmekten alıkoyamadığımız bir husus dikkat çekiyor.
Zevklerimizin, kalite ve konfor beklentilerimizin her an değişip geliştiği bir dünyada yaşarken, nasıl oluyor da, retro otel odaları bu kadar seviliyor? Retro otel konseptleri neden vazgeçilmez olarak karşımıza çıkıyor? Bunu doğru biçimde anlayabilmek için muhteşem çizgiler taşıyan retro tarzın inceliklerine bir göz atmak gerekiyor.
Retro dekorasyon anlayışı özellikle 50’li ve 80’li yıllara dayanan dekorasyon anlayışının bugün yeniden canlandırılıp, hayat bulmasına dayanıyor. Böylece yeniden yorumlanan çarpıcı mobilyalar ortaya çıkarken, özgünlüğün de sınırları zorlanıyor. 1950’lerin, 1980’lerin nostaljik dünyasının esintilerini taşıyan retro mobilyalar, bize kusursuz bir hayal dünyasının gerçekliğini yaşatıyor.
Plaklar, ahizeli telefonlar, neon renkler taşıyan aydınlatma ürünleri, boydan boya uzanan duvar kağıtları, patchwork kaplama kanepeler, eskitme uygulanmış dekoratif ürünler derken dört bir yanımız retro tarzın en etkili ürünleriyle kaplanıyor. Retro dekorasyon uzun yıllardır evlerimizi süslüyordu. Ancak son dönemde önce çıkan konsept oteller ve konsept otel odaları ile birlikte, retro dekorasyon anlayışı bir kez daha dekorasyon anlayışlarına liderlik etmeye başladı.
Değişiklik Yapmayı Seviyoruz
Değişim kendi doğası gereği, herkesi yenileyen ve tazeleyen bir süreç. Bu nedenle de hemen her an bir yeniliğin ve farklılığın keşfine şahit oluyoruz. Dahası, bu değişiklikleri hayatlarımıza uyguluyoruz.
Retro otel konseptlerini sevmemizin en büyük nedenlerinden biri, işte bu değişim ihtiyacında gizleniyor. Retro tarzda dekore edilmiş bir otele adım attığımız anda ise değişim başlamış oluyor. İlk adımların atıldığı lobiden, koridorlara, yemek salonlarının dizaynından kimi zaman merdivenlerin iki yanına konulan aksesuarlara kadar hemen her yerde retro tarzın detayları öne çıkıyor.
Bugün ilgi odağımızın merkezinde yer alan retro otel konseptleri, bizlere farklı bir dünyanın kapılarını açıyor. Evimizde daha modern bir tarzı benimsemiş olabiliriz ama bu, başka bir stili deneyimleme isteğimizi azaltmaz. Bu durumda da, bu isteğin peşine düşerek, alışık olduğumuz dekorasyon biçiminden bir süreliğine de olsa sıyrılıp, kendimizi yeni ve farklı bir atmosferin içine bırakıyoruz. Kabul etmek gerekiyor ki, hepimiz değişiklik yapmayı çok seviyoruz!
Bununla birlikte retro mobilyalar, retro tarzın ince detaylarını üzerinde taşıyan aksesuarlarla birleşince zamanda bir kırılma yaratıyor. Kendimizi bugünün konforuyla geçmişin zevkleri arasında dolaşırken buluyoruz.
Sahip olmak istediğimiz kaliteli, rahat ve estetik stilden vazgeçmeden ve deyim yerindeyse kıpırdamadan retro konsept otel odaları içinde bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Retro otel konseptleri de bu zaman yolculuğunun geçiş noktalarını oluşturuyor.
Ayrıca, genellikle sıcak renklerin hakim olduğu retro otel odaları, aynı zamanda sıcak ve soğuk renklerin bir arada kullanılmasına da olanak veriyor. Küçük ama yerinde dokunuşlar otel odalarının evimizin rahatlığını aratmayacak biçimde dizayn edilmesini sağlıyor. Retro otel konseptleri de bu noktada geliştirdikleri farkındalık sayesinde, rahatlık ve konforu ayaklarımızın altına seriyor.